Leyla’dan haberler verdigim “Leylos Bebeing” serilerinin arasini epey acmisim anlasilan. En son Temmuz’da yazmisim; zaman ne kadar hizli geciyor inanamiyorum!

En son yazdigimdan beri, Leyla her bakimdan acayip ilerleme gosterdi; ozellikle dilinin cozulmesinde Turkiye ziyaretimizin epey katkisi oldu. Aslinda sirf dilinin cozulmesinde de degil; kendine guveninde ve atlamali, ziplamali, tirmanmali hareketlerinde de Turkiye tatili sonrasi cok ilerleme oldu.

Simdilerde bir gunumuz Leyla’nin 6.45-7.00 gibi “sarii, sarii” diye bagirmasiyla basliyor. Bu sari da ne derseniz, hemen anlatayim. Leyla 2 yasindayken gece sutlerini kesmistik, lakin yine de geceleri ortalama 3 kez uyaniyordu. Sanirim tekrar uyumaya ikna etmekte de epey zorlaniyorduk ve sanki evde 0-3 aylik bir bebegimiz varmiscasina cok yorgunduk. O zamanlarda caresizce yaptigim arastirmalarin sonucunda bu saati buldum.

• 

• 

Efendim, bu saat uyku vakti mavi oluyor; uyanma zamani da sari oluyor. Cocuk diyelim gece uyandi, bakti ki saat daha mavi; o zaman uyumaya devam etmesi gerektigini ogreniyor. Eger ki saat sari olduysa, o zaman “yasasin, sabah oldu!” diye yataktan firlayabilecegini biliyor! Sanirim 2 yas civari bu saati hayatiniza dahil ederseniz, cocugun bunu Allah’in emriymiscesine kabul etme sansi daha yuksek oluyor. En azindan bizim icin ise yaradi ve bir sene sonra hala cok buyuk bir memnuniyetle saatimizi kullaniyoruz. Hafta ici sabahlari saatin sari olma ayari 6.45’e, hafta sonu da 7’ye ayarli. Gece mavi olmasi da aksam 8’e ayarli.

Dedigim gibi gozumuzu Leyla’nin “sariii” feryadiyla, ne oldugumuzu anlayamadan aciyoruz cogunlukla. Garibim, oyle bir kabul etmis ki bu saat isini, uyansa bile 6.45’i bekleyip oyle bagirmaya basliyor. Cunku genellikle tam 6.45’te bagiriyor! Neden bizim odaya gelmek yerine bagiriyor derseniz, yataginin boyuna gore yuksek oldugu icin yatagindan inmeyi goze alamiyor sanirim… Genellikle Arman gidiyor yanina bu “sarii” feryatlarinin uzerine. Bazi gunler gelip beni “uyandirmak” istiyor, pat pat karnima vurup filli battaniyesini uzerime koyarak; bazen de direkt babasiyla asagi inmek istiyor. Eger benim yanima gelirse, ben illa ki ne ruya gordugunu soruyorum. Bu aralar ust uste bir makas ruyasidir gidiyordu; makas geliyormus onun yuzunu kesiyormus… Epey korkutucu bir ruya, anlayacaginiz, asagiya videosunu koydum . Eger guzel ruya gorduyse, o zaman genellikle renkli renkli filler gormus oluyor 🙂

Uyanma faslindan sonra, kahvalti hazirliklarinda tezgahin uzerinde oturdugu yerden babasina yardim ediyor kucuk hanim. Leyla’nin kahvaltisi 3-4 seyden biri oluyor her gun: ya peynirli omlet, ya muzlu omlet, ya kati haslanmis yumurta veya yulaf lapasi. Okulda o kadar sacma sapan besleniyorlar ki, sabah duzgun bir kahvalti yaptirmis olmayi cok onemsiyorum. Son bir-iki aya kadar okul gunleri kahvalti sonrasi “oyun” diye tutturuyordu, “biz de kizim bugun okul gunu, aksam gelince oynayacagiz” diye anlatiyorduk. Sonra bir gun ne olduysa, sanirim ben “kizim, bak 5 kere okula gidiyoruz; 2 kere de evde tatil yapiyoruz” diye anlattim da onun cok faydasini gorduk. Artik eger okul gunu “oyun” diye tutturursa sabah, elime 5 yapip o gun mesela Persembeyse, 3 parmagimi kapatip anlatiyorum: “Bak 3 kere okula gittin, bir de bugun ve yarin gideceksin, sonra tatil” diye, kikir kikir gulup cok seviniyor bu ise.

Cumartesi gunleri yarim saat yuzme dersine gitmeye basladi Ekim’den beri ve bu ise bayiliyor! Gecen sene de yine Ekim civarinda yuzme dersi almisti 4 kez ve o zaman hic sevmemisti. Bu sene ise, yuzme dersi gunu gelsin diye gun sayiyor. Sabah 10 civarinda oluyor ders, sonra eve gelip yemekti oyundu derken oglen uyku saati geliyor ve yuzme dersinin oldugu gunler kut diye uykuya dalip en az 2 saat tas gibi uyuyor 🙂

Okul gunleri aksam 6’ya dogru aliyoruz Leyla’yi okulundan. Ilk zamanlar bizi gordugunde kosa kosa bize gelen cocuk, Turkiye’den dondugumuzden beri eve gelmek istemiyor! Cunku resim yapiyor oluyor ve resmi yarim kalsin istemiyor, biz de basinda bekliyoruz eserini tamamlasin diye 🙂 Her gun de o gun yaptigi resmi baska biri icin yapmis oluyor, bazi gunler benim icin, bazi gunler Arman icin ve bazi gunler kendisi icin (!)…

Okulda oyun oynamak icin disari ciktiklarinda bizimkinin hobisi mese palamutu toplamak, onlara “sincap mamasi” diyor. Her gun illa sincap mamalarini toplamis ve ceplerine doldurmus oluyor, sonra da eve geldigimizde bahcede yere koyuyor sincaplar yesin diye. Ertesi gun eger koyduklari yerinde duruyor olursa uzuluyor, sincaplar yememis diye. Sanirim birkac kere Arman onlari yok etmisti, sincaplar yedi sansin diye :))

Eve gelince de oyun, yemek, oyun ve yatak seklinde bitiyor gun. Bir gun ben yatiriyorum Leyla’yi, bir gun de Arman. Yatirmak dediginiz isin icinde ne var derseniz, hemen anlatayim: Leyla’yi tuvalete goturmek, elini yikatmak, disini fircalamak ve 2 kitap okumak. Nasil oluyorsa, Leyla asla o gun onu kimin yatiracaginin sirasini karistirmiyor. Taa yemek yerken, mesela bana donup “Anne, bugun ben babayla yatacagim degil mi?” diyor!

Bu aralar beni en cok gulduren sey su: Diyelim Leyla’nin bebekleriyle oynuyoruz. Ben bi’ bebegi konusturmak icin kendi sesimi degistirip konusuyorum, bu Leyla’nin cok hosuna gidiyor. Fakat bir muddet sonra huzursuzlaniyor, “Anne, anne; anne sen misin?” diyor :)) O kadar komik ki, aynisini ben kucukken anneme yaptigimi cok net hatirliyorum. Bir keresinde robot taklidi yapmisti galiba annem, bir muddet sonra o hala annem mi (!) diye tedirgin olup oyunu bitirmesini istemistim annem de epey gulmustu bana, cunku ben en az 7 yasindaydim!

Artik kullanmayi biraktigi bebek kelimeleri icinde herhalde en uzuldugumuz “bababa” oldu. Bababa sut demekti, onu da sanirim biberondan turetmisti! Gecen gun birden Arman fark etti, “artik bababa gitti” dedi. Simdilerde “evet”i “eveK” diye soylemeye devam etsin diye ben de hep “evek” demeye calisiyorum hatirladigim zamanlarda. En son yazdigim yazidaki listeye baktim da, oradaki kelimelerden hepsi artik duzeldi maalesef 😦

Bu yaziyi, Leyla’nin yukarida anlattigim bir suru seyi sentezleyerek bir tiyatro sahneledigi videoyla kapatmak istiyorum. Videoda ortaya karisik salata yaptigi malzemeler:

• Saatin sari/mavi olmasi
• Istanbul’da annemlerde kalirken, annemin kedisi Badem’i besleme sekli: bir sabah, bir aksam ve cok yemesin diye kedinin mamasini saklamasi
• 5 kere okul, 2 kere tatil
• yaramazlik yapilirsa ceza alinacagi gercegi