İşte şimdi ne olduysa, aşırı iyimserlik ve mutluluk dönemim başladı. Her şey gözüme çok güzel görünüyor, gündemdeki dertler bile ‘aman canım bu da gelir, bu da geçer’ şeklinde geliyor kulağıma. Zaten ben hep böyleyim, ya her şey çok çok kötü, kapkaranlık, derin mi derin bir çukur gözümde, ya da her şey laylaylom.
Bugün bu kadar mutlu olmamda herhalde bu dönemki asistanlık görevimin sağ salim bitmesi var! Bir de tabi haftaya Türkiye’ye gidiyor olmamızın! Leyla ve benim doğum günlerimizin yaklaşıyor olmasının ve tabi aileyle kutlanacak yılbaşının…
Bugün, doğum günleri ve yılbaşı için Party City’den parti malzemeleri aldım, sonra da bu dönem verdiğim dersin finalini yapmak üzere okula döndüm. Sınav esnasında aldıklarıma bakıp bakıp sevindim! Okuldan eve dönerken de yol boyu hep güzel şeyler geldi aklıma, kendi kendime eğlendim. Tanımadığım insanlara gülümsedim vs. Tamam buralar hep klişe doldu biliyorum ama sahiden eve yürürken bunları düşündüm: Hayatta hep güzel şeyler de oluyor. Neye odaklandığına dikkat etmek lazım. Yani bazen her şey çok kötü gidiyor tabi, o zaman bu dediğimi uygulamak zor. Yine de genelde, kötü şeylerin yanında güzel şeyler de oluyor. Ne bileyim metrobüste herkes önüne önüne atlıyor diyelim ama sonra aynı gün içinde diyelim hapşırdığında, hiç tanımadığın biri ‘çok yaşa’ diyor mesela. Ya da ülkede ve hatta dünyada, gündemde hep iç karatıcı şeyler ön planda duruyor ama iyi şeyler de oluyor. İnsanlar hala umutla, birbirine yardım etmeye çalışıyor. Bu hafta tesadüfen ‘Pastamı Üfler Misin?’ projesinden haberim oldu mesela, çocukların fotoğraflarına bakarken gözlerim doldu. Leyla ve benim doğum günüm için, ben de öyle bir şey yapmak istedim ama artık MEB’in yeni bir düzenlemesi gereği okullarda pasta yenmesi yasaklanmış, para da kabul etmiyorlarmış. Türkiye’de olsam çocuklara tek tek hediye seçer, projeye katılırdım ama maalesef bizim koşullarımızda zor görünüyor. O yüzden ben de başka bir benzer proje araştırıp, ona destek olacağım umarım. Demek istediğim, evet bugünün haberlerinde ‘hamile kadına parkta tekme tokat saldırı‘ haberi vardı, yine içimiz karardı, isyan ettik ama bu haberleri gördüğümüz, fark ettiğimiz gibi hala, bu koşullarda bile geleceğe umutla bakmamızı sağlayan haberleri de es geçmemeliyiz. Umudumuzu yitirmemeliyiz. Bir laf var ya, ‘bu dünya hala dönüyorsa, iyi insanların yüzü suyu hürmetine’ diye, işte aynen öyle. Güzel şeyler hala oluyor, yeter ki görebilelim. Hatta görmekle de kalmayıp, biz de dünyaya katabildiğimiz kadar güzellikler katmaya çalışalım, pes etmeyelim. Yenilgiyi kabul etmeyelim. ‘Ne fayda artık?’ demeyelim…
Neyse, ben böyle mutlu mesut eve geldim. Aldığım parti malzemelerini ev halkına ballandıra ballandıra anlatarak gösterdim. Gösterdikçe daha da mutlu oldum. Ev halkına da sirayet etti sanırım mutluluğum. Sonra kapı çaldı, ki burada kapımız hiç çalmaz normalde ve kapının çaldığı saat akşam 9, kapıda tanımadığım bir kadın elinde çiçekle duruyor. Meğer karşı komşumuzmuş. Kadınla evde ben hariç herkes tanıştı daha önceden, benim tanışmam da bugüne kısmetmiş! Geçen gün de kapıya gelmişti, benim üstüm dandiniydi ve hastaydım perişan haldeydim, görünmek istemediğim için halam kapıyı açınca saklandım bir yere. O geldiğinde, ‘benim yerime kargo geldiğinde imza atar mısınız’ demişti, halam da olur demişti. İşte bugün de teşekkür etmek için çiçek getirmiş kadıncağız. Halbuki kapıyı pat kut kapatıyor, Leyla’yı uyandıracak diye kadına gıcık oluyordum tanımadan. Yaa, işte böyle de utandırdı beni. Aman ben iyice sevindim tabi bu olayın üzerine. ‘Hayata pozitif bakarsan böyle pozitif şeyler gelir başına’ya kadar İclal Aydınlaştım… Dedim ya hiç ayarım yok!
