Hipoplastik sol kalp sendromlu bebekleri, cocuklari olan aileler icin bir destek-referans dergisi hazirlanmasi icin Ulusal Pediatrik Kardiyoloji Dernegi ile calisiyoruz. Dergi icin Leyla’nin ilk iki ameliyat (Norwood ve Glenn) arasi zamanda cekilmis bir fotografini istediler. Ben de fotograflari karistirirken bunu buldum.
Burada tahminimce Leyla 1 haftalik olmali. O, fotografin solunda; ben de saginda uyuyoruz. Ilk annelik gunlerimi, haftalarimi hastanede, bebegimi kucagima alamadan, sevemeden ve ne olacagimizi bile bilemeden gecirdim. Daha sonraki aylari ise, ikinci ameliyata erecek miyiz, erersek acaba sag salim atlatabilecek miyiz, Leyla acaba aldigim 6-12 ay kiyafetlerini giyebilecek mi gibi endiselerle ve Leyla’ya “cok da alismamaya calisarak” gecirdim. Simdi her sey “gorece” normal diye bu hastane gunleri geride kaldi, atlattim saniyorum ama her yeni dogum yapan, ya da her hamilelik haberini aldigim arkadasimda, her ultrason fotografini gordugum bebekte bu travmatik zamanlar geri geliyor. Belki de her sey temelli duzelmedi ve ben de bunun farkindayim diye boyle oluyor bilemiyorum. Yoksa simdi Leyla tumden sagligina kavusmus olsaydi, eski gunleri hatirladikca boyle uzulur muydum kestirmek zor… Ne de olsa kapida 3. ameliyat var, onun belirsizligi var… Aslinda yine ayni dongunun icindeyiz…
Depresif bir yazi oldu sanirim bu yazi, ama aslinda o duygularla yazmadim. Basimiza gelen kotu olaylardan sonra, algida seciciligin de yardimlariyla, hayat denilen seyin aslinda zaten bu gibi olaylarla dolu bir sey oldugunu anladim. Insanin hayatinin ne kolay alt ust olabilecegini gercekten kavradim. Bunun getirdigi bilinc cok tuhaf bir sey: sen hayatta basina gelecek en kotu olay X saniyorsun ama aklina dahi getirmedigin Z olayi hayatini tepe taklak ediyor. E her olasiligi dusunup, her olasiliga hazir olmak da mumkun degil… Ama hayat da bu iste; her sey insanlar icin, iyisi de kotusu de… Yeter ki pes etmeyelim, guclu olalim; bir sekilde her gecenin sabahi, her kisin da bahari olduguna inanalim. Bu son ikisini laf olsun diye yazmadim. Hastanede kaldigimiz gunlerde, ya da karamsarliga kapildigim zamanlarda, bahcedeki yapraksiz, ciceksiz kalmis agaclara takiliyordu gozum gercekten. Kendi kendime diyordum ki, ‘daha once hic bahari gormesen bu agac cicek acip yapraklanacakmis, oyle mi diye sasirip kalirdin, ölmüş valla bu agac diye dusunurdun, ama oyle degil biliyorsun. Yine bahar gelecek, yine bu agac ciceklenecek ve yaprak acacak. Iste bu gecirdigin zor zamanlar da tipki bu sekilde bitecek; tekrar aydinliga cikacaksin, tekrar cicekler acacaksin’. Bu sekilde dusunmek sahiden benim icin ise yaradi, (umarim olmaz ama olursa) zor zamanlarinizda deneyin bakalim, sizin icin de ise yarayacak mi?
Herseyi detayli bilince daha cok etkileniyor insan. Ozellikle bizim yaptigimiz is, insanin aklina bircok acabalar getiriyor. Umarim Leyla’nin butun ameliyatlari cok basarili gecer.
BeğenLiked by 1 kişi
Cok tesekkurler Alpay, umarim oyle olur… Sevgiler!
BeğenBeğen
Pinarcigim bu yaz Leylos ile sizleri görmek çok güzeldi, umarim yine güzel günlerde tekrar görüşürüz, bu yazın beni de düşüncelere sürükledi, kendi yaşadıklarımın yani sira yakinlarimin da yaşadıklarından kendi adıma çıkardığım sonucu seninle de paylaşmak istedim sanırım hayatta en önemli şeylerden biri çocuklarımız, anne babamız, eslerimiz, kardeşlerimiz olsun onları sevdiğimizi bilmeleri onlar için elimizden geleni sonuna kadar yapacağımızı bilmelerini sağlamak 💕 çok sevgilerimle öpüyorum tatlı Leylosu
BeğenBeğen